Üç Farklı Ülkede Mukim Üç Firma Arasında Alacağın Temliki Durumuna İlişkin Bilgilendirme

Türkiye’de kurulu bir şirketin (bundan sonra “TR” olarak anılacaktır), Dubai’de kurulu şirkete (bundan sonra “BAE” olarak anılacaktır) olan borcunun, Almanya’da kurulu şirkete (bundan sonra “GE” olarak anılacaktır) devri (alacağın temliki) ile ilgili olarak, söz konusu temlikin ilgili ülkeler hukuku çerçevesinde irdelenmesi sonucu, bu türden bir “alacak temliki” sözleşmesi ile BAE’nin TR’den alacaklı olduğu tutarın GE’ye devredilmesi esnasında dikkat edilmesi gereken konular aşağıda özetlenmiştir.

• BAE’nin TR’den alacaklı olduğu tutarın doğduğu iş ilişkisini içeren ticari bir sözleşmenin var olup olmadığı netleştirilmelidir. Sözleşme varsa, sözleşmenin içeriği, sözleşmede var olan alacağın niteliği irdelenmelidir.

• Sözleşmede açıkça öngörülmeyen bir husus olduğu veya sözleşmenin bulunmadığı durumlarda, alacağın niteliğine bağlı olarak “Milletler arası Özel Hukuk Hükümleri” ve “United Nations Convention on the Assignment of Receivables in International Trade” veya ICC Hükümleri birlikte değerlendirilerek uygulanacak hukuk yorumlanmalıdır. İlgili sözleşmede alacağın temlikini engelleyecek bir hüküm bulunup bulunmadığı, bir avukat tarafından incelenmelidir.

Kural olarak alacaklı hangi kaynaktan doğarsa doğsun tüm alacaklarını 3. şahsa temlik edebilme hakkına sahiptir. Ana kural bu şekilde düzenlenmiş olmakla beraber BK. m.162/1 “kanun ve akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak menedilmiş olmadıkça borçlunun rızasını aramaksızın alacaklı alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre temliki yasa tarafından yasaklanmış alacaklar, temliki sözleşme ile menedilmiş alacaklar ve temlikin işin niteliğine göre caiz olmayan alacakların temliki mümkün değildir.

Alacağın temliki yapılırken temlik ile birlikte iyi niyetli 3.kişileri koruma kapsamında zımni bir garanti de verilmektedir. Alacak ile birlikte alacağa bağlı olan haklar da temlik konusu haline gelecektir.

• Yukarıdaki maddede bahsedilen türden alacağın temlikine engel bir durum yoksa, BAE’nin TR’den olan alacağının GE’ye temlikinin gerçekleşebilmesi için, BAE ile GE arasında yazılı bir alacağın temliki sözleşmesinin (assignment of claims) mevcut olması gerekmektedir. Söz konusu sözleşmenin yazılı olması şarttır. Ayrıca sözleşmenin temlik eden (BAE) ve temellük eden (GE) taraflar arasında imzalanması yeterlidir. Başka bir deyişle alacağın temliki sözleşmesi temlik eden ve temellük eden arasında yapıldığı için, özel durumlar saklı kalmak üzere temlik edilen alacağın borçlusunun sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesi ile muvafakatine gerek yoktur.

• Borçlu, borcunu öderken, GE’nin temlik sözleşmesi ile devraldığı alacağın bu senaryoda yer almayan başka bir şirket/şahıs’a devredilip devredilmediği, başka bir deyişle “temlik zinciri”nin olup olmadığı araştırılmalıdır.

• İrdelenen senaryodaki taraflardan herhangi birinin banka gibi finansal kuruluşlardan olup olmadığı, yukarıda bahsedilen hususlarda farklı uygulamalara yol açabileceğinden, bu durumun da ayrıca avukat tarafından incelenmesi faydalı olacaktır.

• Alacağın temliki işleminin muvazaadan ari (hileli) olarak yapılıp yapılmadığı da önemli olup, bu hususun da yine ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

NOT: Yukarıda belirtilen tüm bilgi ve görüşlerin, senaryodaki tarafların mukimi olduğu ülkelere geçerli olan hukuk sistemlerine bağlı olarak değişebileceğine, bu doğrultuda ilgili ülke mevzuatına hâkim diğer profesyonellerin de görüşüne ihtiyaç duyulabileceğini belirtmek isteriz.